24 Mayıs 2015 Pazar

Makamı Şerif Camii ve Daniyal Peygamber Kabri

Makamı Şerif Camii ve Daniyal Peygamber Kabri
 Bu caminin içinde Daniyal Peygamberin makamının bulunmasından dolayı Makam-ı Şerif Cami olarak da anılmaktadır. Bulunduğu mahalleye ismini vermiş olan Makam Camii , bu gün müze binası olarak kullanılan Kubat Paşa Medresesi'nin 10-15 m. kuzeybatısında yer alan ana mekanı dikdörtgen planlı, tonozlu ve kemerlidir. Makam-ı Şerif Camii merkezinde 1857 yılında yapılmıştır. Yeni bir bölüm de eklenmiştir. Yeni yapıdan eski kısma üç kapı açılmakta ve üç basamakla ana makama inilmektedir. Burası basık bir kubbe ile örtülüdür. Mihrabı düz ve sadedir. Doğusunda Daniyal Peygamberin kabri yer almaktadır. Bu nedenle camiye "Makam Camii" adı verilmiştir.Daniyal Peygamber 2. Babil Kralı Nebukadnesar (M.O 605-562) zamanında yaşamış, Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehanetleriyle kurtarmış bir peygamberdir. Rivayete göre;Babil Kralı rüyasında İsrailoğullarından gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını bildirmesi üzerine israiloğulların dan doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiştir. Bu nedenle Daniyal Peygamber doğunca onu dağ başında bir mağaraya bırakmışlardır. Mağarada bir erkek ve bir dişi aslan himayesinde büyüyen Daniyal, delikanlı olunca kavmi arasına karışmıştır. Bir kıtlık senesinde Tarsus'a davet edilen Daniyal Peygamber'in Tarsus'a gelmesiyle birlikte bolluk olmuş. Bu nedenle Daniyal Peygamber Babil'e geri gönderilmemiş, ölünce de Tarsus'ta şimdiki Makam Camiinin bulunduğu yere gömülmüştür. Hc.17. yılında Hz. Ömer devrinde Tarsus fethedilince, Daniyal Peygamberin mezarı açtırılmış burada büyük bir lahit içerisinde altın iplikle dokunmuş kumaşa sarılı gayet uzun boylu bir ceset görülmüştür.

Eshabı Kehf(Yedi Uyurlar)

ESHABI KEHF(YEDİ UYGURLAR)
 Dünyanın birçok yerinde mekan bulan “Yedi Uyurlar” inanışının Anadolu’daki en önemli merkezi Tarsus’taki Eshâb-ı Kehf Mağarasıdır. Zamanı kesin bilinmeyen olayın hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlarca anlatılması ve Kuran-ı Kerimde Eshâb-ı Kehf suresi adıyla yer alması bu yerin önemini belirlemektedir.Olay bugün değişik şekillerde anlatılsa da özünde yıllarca inançlara gösterilen baskıya Tarsus eşrafından yedi gencin karşı koyması yatmaktadır! Bu anlatımlarda değişmeyen bir başka nokta ise, Encülüs Dağındaki bir mağaraya sığınan Meksemlina, Yemliha, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş isminde yedi genç ile köpekleri Kıtmır’in 309 yıl uyumalarıdır. Hikayenin belgelenmesi Yemliha’nın Tarsus’a gönderilmesiyle gerçeğin ortaya çıkması arasında gelişmektedir. İsimler Hıristiyan versiyonunda Maksimyanus, Malkus (Margus), Martininanus, Konstanitnos, Dionisyus, Yuhanis ve Süresiyu şeklinde değişmektedir.Anadolu insanının inançları arasında önemli bir yer bulan Eshâb-ı Kehf Tarsus’un 12 km. kuzeyinde yer almaktadır. Encülüs Dağı eteklerinde doğal bir çöküntünün mağara şeklini aldığı yaklaşık 200 m2 lik kapalı bir alandan oluşmaktadır. Aşağıya bugünkü yürüyüş zemininden 15 basamaklı bir merdivenle inilmektedir.Mağaranın hemen üzerinde bir cami yer almaktadır. Sultan Abdülaziz’in annesi ........Sultan’ın vekil tayin ettiği şehir müftüsü Ahmet Efendi tarafından M. 1872 tarihinde inşa edilmiştir. Camiye sonrada üç şerefeli bir minare daha eklenmiştir. Alan son yıllarda yapılan düzenlemelerle Tarsus’un önemli bir turizm merkezi haline gelmiştir.St. Paul'un Hıristiyanlık kurallarını yaydığı tarihlerden uzun bir süre sonra, Arap kaynaklarında Takyanus olarak geçen (Diocletianus?) Roma İmparatoru Tarsus'a gelmiş ve çok tanrılı dönemde tek tanrıya inandıkları için bu gençleri huzuruna çağırarak, onlara Roma dinine bağlı kalmalarını, aksi taktirde kendilerini öldürteceğini söylemiştir. Tek tanrıya inançlarından vazgeçmek istemeyen bu gençler, İmparator tarafından verilen bir kaç günlük zamandan yararlanarak Tarsus yakınlarındaki bu mağaraya sığınmışlar ve orada mucizevi bir şekilde 309 yıl süren bir uykuya yatmışlardır.

Şahmeran Efsanesi

ŞAHMERAN EFSANESİ
Binlerce yıl önce Tarsus şehri civarında yerin yedi kat altında yaşayan ve mağaralardan yeryüzüne çıkan yılanlar varmış.Oldukça akıllı ve iyi yürekli olan bu yılanlara Meran denirmiş.Bu yılanlar için doğruluk,iyilik ve sır saklama çok önemliymiş.Her koloni gibi bu yılanların da bir şahı varmış ve adı Şahmeran‘mış.Kimilerine göre genç ve güzel bir kadın,kimilerine göre de insan başlı ve yılan gövdeli bir yaratıkmış.Devrin bütün ilimlerini bilen Şahmeran,hiç yaşlanmazmış.Efsaneye göre Şahmeran’la karşılaşan ilk insanoğlu Camsab (bazı kaynaklarda Camasp),kimi kaynaklara göre fakir bir ailenin oğlu,kimi kaynaklara göre de Tarsus‘ta yaşadığı bilinen ve hala mezarı burada olan Danyal Peygamberin oğludur.Odunculuk ile geçinen Camsab,bir gün arkadaşları ile ormanda ağaç keserken çok şiddetli yağmur yağmaya başlar ve bir mağaraya sığınırlar

Gülek Kalesi

GÜLEK KALESİ
 "Boğaz yeri, güzel geçit" manasına gelen Gülek’in içinde bulunduğu bölgeye ilk çağlarda "Kilikya" denilmekte idi. Gülek boğazı, Kilikya’ya iç bölgelerden girilen bir geçit olarak kullanıldığında ilk çağ ile ilgili hemen hemen bütün eserlerde "Kilikya kapıları" olarak kaydedilmiştir.Makedonya Kralı İskender, MÖ 333Yılında Anadolu’ya girmiş ve hızlı ilerleyerek Toroslara kadar gelmiştir. İskender’in ölümünden sonra bölge Selevkoslar ve Mısırlılar arasında sık sık el değiştirdi. Daha sonra bölgeye Romalılar hakim oldu. Romalılar Kilikya eyaleti olarak bölgeyi kendilerine bağladılar. Bu eyaletin merkezini de Tarsus yaptılar. Romalılar M.S. 395’te 2’ye ayrılınca Gülek ve çevresi Doğu Roma’nın yani Bizans’ın hakimiyeti altına girdi. Bizanslılar burada Hins Bwls adlı bir yerleşim yeri meydana getirdi.652-653 yıllarında, İslam halifelerinden Muaviye zamanında Gülek Boğazı ve çevresi Müslümanların eline geçti. Muaviye, Boğaz üzerine küçük bir kale yaptırdı.

Kleopatra Kapısı

KLEOPATRA KAPISI
Kleopatra Kapısı'nın Mısır İmparatoriçesi Kleopatra ile Doğu Roma İmparatorluğu'nun öncü güçlerinden General Antonius'un M.Ö 41 yılındaki aşklarına ve ilk buluşmalarına sahne olduğu söylenir.Ancak kimi kaynaklarda Kleopatra ile Antonius'un bugün Tarsus'da bulunan Musalla Mahallesindeki o zamanki adıyla "Bab-ül Bahr" yani Deniz Kapısı'ndan tarsus'a giriş yaptığı söylenir. Bu kapı halk dilinde "Kancık Kapı" olarak bilinir. Evliya Çelebi bu kapıyı seyahatnamesinde "İskele Kapısı" olarak tanımlamıştır.Kleopatra Kapısı tanımlanırken, hep bir inanış vardır, o da , Mısır'ın güzelliği ve çekiciliği ile ün salmış Kraliçe Kleopatra ile, Doğu Romalı Antonius'ın aşk ilişkisinden ötürü Tarsus'da buluştuklarıdır.Oysa doğru olan aşk ilişkisinden çok Mısır Kraliçesi Kleoptara'nın taht korkusudur.

Antik Roma Yolu

ANTİK ROMA YOLU
1993 yılında bir temel kazısıyla açığa çıkan Antik Cadde, Tarsus’un yaklaşık iki bin yıl önceki ihtişamından büyük ve sağlam bir kesit ortaya koymaktadır (Res: ). Antik Çağ içerisinde uzun dönem hizmet verdiği anlaşılan bu yolu dönemin birçok ünlü isminin kullanmış olması ilginçtir. Bunların arasında St. Paul, Cicero, Julius Casear(Augustus), Athenedoros, Nestor, Kleopatra, M. Antonius, Augustus ve Hadrian bunlar arasında en ünlülerdir. Bugün modern Tarsus’un tam ortasında kalan Antik Cadde, poligonal teknikte yerleştirilen bazalt taşlarıyla 6.5 cm. genişliğindedir ve günümüzde 60 m.lik bir kısmı ortaya çıkarılabilmiştir. İlk bakışta göze çarpan balıksırtı formu ve hemen altındaki kanalizasyon tertibatı, mimari açıdan Anadolu’daki diğer yolardan farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca caddenin hemen batısında sütunlu bir platform, doğu yanındaysa caddeden sonraki bir döneme ait Roma evi yer almaktadır. Mozaik avlulu bu ev olasılıkla M.S. IV ya da V. yüzyılı işaret ederken, caddenin uzun süre kullanım gördüğünü de böylelikle belgelemektedir. Roma yolu, Tarsus'a 15 km uzaklıkta Sağlıklı köyünün yukarı kısmında bulunmaktadır. Roma yolu yüksek bir yerde olup, buradan Tarsus ve civarı sahile kadar görülebilmektedir. Yolun genişliği 2.94 ile 3.00 metre arasında değişmektedir. Sağlam kalan yerlerin uzunluğu 3 km kadardır.